Kürt kadını Hefse Xan Naqib
- 18 Ocak 2022
- 4
“Kürtlerin en az ilgilendikleri alan,
kendi tarihleridir.” M.R. İzady
Kürtler, ata toprakları Kürdistan’da, çağlardan beridir yaşamlarını sürdürüyorlar. Sahip oldukları tarihsel ve kültürel zenginliğe rağmen Kürtlere ilişkin yeteri kadar tatmin edici çalışma yoktur. Var olanlar eksik ve taraflıdırlar. Bu boşluğun temel nedeni kendilerine ait egemen ve hükümran bir devlet aygıtından mahrum bırakılmalarıdır. Kürdistan’ı bölüp parçalayan devletler, Kürt kimliğini, dilini ve tarihini tahrip etmeyi öncelikli işleri haline getirmişlerdir. Kürtlerin örgütlü bir devlet yapısına sahip olmasını engelleyebilmek için her dönem şiddet ve zor yolunu seçmişlerdir.
Öte yandan da sistematik politikalar uygulayarak, Kürtlere dair derli toplu çalışmaların ortaya çıkmasını engellemişlerdir. Kürdistan’ı bölüp, parçalayan, sömürgeleştiren devletlerin bu özellikleri onların çıkarları gereğidir.
Garip olan bu güne kadar dünyanın hiçbir köşesinde, hiçbir müzesinde, hiçbir üniversitesinde Kürtlere dair tek bir arkeolojik nesnenin, kırık bir çömlek parçasının, küçük bir mozaik çalışmasının, duvara nakşedilmiş bir figürün, bir miğferin, bir mızrağın bulunamaması, şaşırtıcı olduğu kadar yadırgatıcıdır da… Bu sonuçtan koca, köhne dünyanın Kürtler konusunda sağır ve dilsiz olduğu sonucuna ulaşabiliriz.
Kürt tarihi ve Kürtler yaşadığı ağır ideolojik ve politik saldırılardan oldukça etkilenmeye açık bir alandı. Kürdoloji yazımı ve çalışmaları daha çok yabancı tarihçiler tarafından yapılmıştır. (Minorsky, Nikitin, Martin van Bruinessen, Orbelli, Lazarev, Lescot, Evliya Çelebi…) Kürt tarihçileri tarih sahnesinde hem yeni ve hem de oldukça azdırlar.
Bu problemli alanda yol almaya çalışmak, adeta iğne ile kuyu kazmak gibidir. Tarihe ve değerlerimize sahiplenmesek, onları yok olmaya terk edeceğiz. Kürdistan’ı sömürgeleştiren güçlerin işini kolaylaştıracağız. Kürt toplumu Clara Zetkin, Rosa Luksemburg, Agust Bebel, Behice Boran, Sabiha Sertel ve diğerlerini bildiği kadar onu yazıp çizdiği kadar kendi kadınlarını, mücadele ve yaşamlarını bilmiyor. Şaşırtıcı olan merakta etmiyor. Bilmiyorum farkında mısınız; Kürdistan mücadelesine emek vermiş, katkı koymuş bu kahraman kadınları hatırlamayarak, unutarak ruhlarını ve aziz anılarını incitiyoruz.
SEVDASI KÜRDİSTAN HEFSE XAN NEQİP
1881 yılında Süleymaniye’de doğdu. Şex Maruf Xafid’in kızı, Şex Mehmud Berzenci’nin amcasının kızıdır. Şex Qadır Hafid’in eşidir. Kürt kadın ve Kürt ulus hareketi içinde çok tanınan ve bilinen bir simadır. Yaşamı boyunca bütün varlığı ve gücüyle mücadelenin içinde ve ön saflarında oldu. Evi Kürtler için bir karargah gibiydi, evinin kapısı sonuna kadar günün her saati bütün Kürtlere açıktı. Evinde Süleymaniyeli kadınlar toplanarak saatlerce sorunlarını ve çözüm yollarını konuşup tartışırlardı. Hefse Xan’ın divanı bir okul işlevine sahipti. Eğittiği kadınlar Kürt mücadelesinin içinde aktif yer aldılar.
1930 yılında bir başına kaleme aldığı, Kürtlerin ulusal taleplerini içeren bir mektubunu Birleşmiş Milletlere ve ilgili yerlere iletti.
Kürt kadınlarını eğitmek, onlara ulusal bilinç kazandırmak için bir gece okulu açtı. Yüzlerce kadını bu okulda eğitti. Bu Kürt tarihinde bilinen ilk kadın okuludur.
Şex Mehmud Berzenci’ye verilen idam kararının durdurulup geri alınması için başını çektiği bir dizi etkinlik düzenledi. Etkin bir kamuoyu oluşturdu. Oluşan kamuoyu Berzenci’nin idamı durdurulmak zorunda kaldı.
Qazi Mıhemed’in başında bulunduğu Genç Mehabad Kürt Cumhuriyeti’ne yoğun maddi-manevi destek verdi. Bu desteğinden ötürü Qazi Mıhemed kendisine bir mektup göndererek emek ve çabalarından ötürü kendisine teşekkür etti.
Siyasal çalışmalarından ötürü takip edildi, zaman-zaman gözaltına alındı, defalarca tutuklandı ve sürgüne gönderildi.
1952 yılında Yekiti Afretani Kürdistan (Kürdistan Kadınlar Birliği) kuruluş çalışmalarını başlattı. Bu çaba Kürt Kadın Teali Cemiyetinden yaklaşık otuz yıl sonra Kürt kadınlarının ilk örgütlenme çabasıydı. Kurduğu derneğin ilk başkanlığını yaptı.
1953 yılında Süleymaniye’de öldü.
Aziz’in anısı ve mücadelesi önünde saygı ile eğiliyorum.
NEVİN GÜNGÖR REŞAN