Her bir coğrafyanın, milletin ve toplumun kendine göre giyim kuşamları vardır. Bölgeden bölgeye değişiklik gösterdikleri gibi şehirler arası da bu gelenekler farklılıklar ihtiva edebilmektedirler. Hatta aynı şehir içerisindeki iki farklı toplum veya mezhep dahi farklı giyim kuşama sahip olabilmektedir. Ancak bu demek değildir ki birbirlerini etkilememişler veya biribirlerinden esinlenmemişler diye. Tam tersi, yemekten müziğe, giyim kuşamdan dile, gelenek ve göreneklerden yaşam tarzına kadar, bir çok alanda etkileşim kaçınılmazdır.

Bitlis ve Van’a dair yaptığım arşiv taramasında denk geldiğim bu görsel hakkında,  kimileri ‘1910, Van’da bir Ermeni düğünü’ bilgisi ile paylaşırken, başkaları ise ‘1910, Kürd düğünü, Van’ bilgisini paylaşmıştı. Aslında herikisi de yanlış bilgiydi, zira o görsel 1918 tarihli bir kitapta Rojhelat (İran) Kürdlerinin bir şenliğindendir. Kitabın 58. sayfasında ‘assemblage of Kurds‘ altyazısı ile bu fotoğrafın Urmiye (büyük olasılıkla Kirmanşah) dolaylarındaki bir Kürd şenliğinden (veya düğün) olduğu belirtilmiştir. Ancak bu yazımda fotoğrafta da belirgin olan lewendîli sarıklı ve kuşaklı giyim tarzından kısaca bahsedeceğim.

Baran Zeydanlıoğlu

Aralarında Bitlis bölgesi de olmak üzere, Kürdlerin yoğun olarak yaşadıkları yerleri ziyaret etmiş hemen hemen her bir seyyah ve yazar, bu kadim milletin hem kadınlarının hem de erkeklerinin o şaşalı ve rengarenk olan giyim tarzlarına hep değinmişlerdir. Kah erkeklerin başlarındaki o yükseldikçe yükselen bir tarz ile sarılmış başlıklarına, kah kadınların çarşaf giymeyip, yüzlerini de kimseden gizlemeden dolaştıkları ve burunlarındaki antik çağlardan kalma hızma taşıma geleneğine vurgu yapmaları gibi.

Kürd erkeklerinin giyimlerindeki üç noktaya özellikle değinen seyyahların, genellikle baş ve kuşak bağlama tarzına ve de bileklerinden aşağıya doğru 1 – 1,5 metreye kadar uzanan kumaş parçalarına, yani lewendîlerine dikkat çekmişlerdir. Lewendî; geleneksel Kürd erkek ve kadın giysilerindeki uzun kol uçlarına verilen addır. Genellikle içten giyilen bir gömleğin normal kol uzunluğu sonrası, 1 metre ve üstü uzunluğa sahip olan detay (süs) olup, genellikle varlıklı Kürd erkeklerinin kıyafetlerinde görülür(dü). Bunun yanında kadınların da özellikle düğün ve şenliklerde giydikleri kıyafetlerde kullandıkları bu lewendîli kıyafetleri, günlük geleneksel Kürd kıyafetlerinde kullanan kadınlar da var(dı).

Kürd erkeklerinin geleneksel giysi takımına bergûz / bergîz /bergûsk adı verilir ve bu takım da şal, şapik, şûtik, kerik, lewendî ve şaşik denilen tamamlayıcı parçalardan oluşur.

1884 tarihli ‘Varlıklı Kürdlerin kıyafetlerine örnekler’ adlı gravür. (NOUVELLE GEOGRAPHIE universelle la terre et les hommes par ELISEE RECLUS)

1836 yılında Bitlis’ten geçen İngiliz seyyah Shiel, o dönem Bitlis’in beyi olan Kürd Şerif Bey ile tanışmış ve onu kıyafetleri ile şöyle anlatmıştır:

‘Şerif Bey yirmibeş yaşlarında cesur bir Kürd idi ve esas dikkat çekici şey ise giyimiydi. Kısa sarı çizmeler, olağanüstü genişlikteki pantolonlar, değişik renklerden oluşan üst üste giyilmiş üç ayrı ipek ceket ki, bir tanesinin kolları iki metre civarındaydı, ipek bel kuşağı ve her renkten oluşan ipekten kocaman bir sarık. Ayrıca bu kıyafetleri ek olarak, bir beyaz arap pelerini, kemerinde bir hançer, uzun tabancalar ve bir kılıç ile tamamlıyordu’.

Sadece Bitlisli Kürdler için değil, onlarla ister Ağrı’da karşılaşmış olsunlar, ister Kermanşah’da, ister Halep’te ister Kerkük’te, her bir yerdeki Kürdleri betimleyen seyyahlar bu detaylara değinmişlerdir. Başlık, kuşak ve özellikle de lewendîlere.

Bazı seyyahlar Kürdlerin lewendîlerini sarkıtmadıkları zaman bileklerinden dirseklerine kadar olan bölgede kollarına doladıklarını belirtirler.

1847’de Bitlis’ten geçerek İran İsfahan’a giden Fransız ressam Laurens ve arkadaşı De Hell, Bitlis Siirt arasındaki Zork beyleri ile denk gelmiş ve onları hem anlatmış hem de çizmişlerdir.

Denk geldikleri bu Kürdlerin giyim ve kuşamlarından çok etkilendiklerini ve üzerlerindeki o şatafatlı kıyafetlerin inanılmaz olduğundan da bahseden Laurens ve De Hell, başlarında otuz adet rengarenk turban ile sarılmış başlıkları ile bu Kürdlerin seyyahların önünde birer model gibi durduklarını da yazarlar.

Bu geleneksel Kürd kıyafetleri günümüzde halen Rojhelat ve Soran Kürdleri arasında kullanılmaktadır. Yakın tarih içerisinde lewendîli kıyafetiyle bir çok fotoğrafı olan Kürd siyasetçisi ve lideri adı olarak, Mahmud Berzenci’yi (d.1878 – ö.1956) anabiliriz.

Mahmud Berzenci, 1920’ler

1800 – 1900 yılları arası Kürdlerin yaşadıkları şehirlerden geçerek gördüklerini yazılı veya çizim olarak aktaran seyyah, misyoner, diplomat, asker veya tüccar bir şekilde bu çok etkilendikleri Kürd kıyafetlerini notlarına dahil etmişlerdir.

Yazımızı 1892 Kasım’ı Bitlis’teki izlenimlerini aktaran rahibe Isabella Bird’ün yazdıkları ile sonlandıralım.

’Kürdlerin fizikleri çok zarifti. Doğrusunu söylemek gerekirse ben hayatımda bu kadar narin ve güzel bir halk daha önce görmemiştim. Erkeklerin üzerlerindeki o şaşalı ve son derece güzel kıyafetler, sahip oldukları duruşlarına daha da bir estetik ve şatafat katıyor.

Lewendileri ile kadınlı erkekli govend tutan Kürdler, 1955
(Kurdish Folk Songs and Dances, Ethnic Folkways Library arşivi, New York)

Dış görünüş itibari ile hassas, ancak bir o kadar da keskin bir yapıya sahipler. Ağız yapıları küçük ve güzel. Dişler her zaman beyaz ve sağlıklı; yüz oval, kaşlar kalın ve eğimli; kirpikler uzun; derin ve bilge bakışlı gözler; burun ya düz yada şahinimsi kemerli; çene hafif basık; eller ve ayaklar küçük ve ince.

Bitlis’in kadınları gençken güzel ve alımlılar ancak yaşam şartları, ağır işler, erken evlilik ve erken annelik gibi etkenlerin, onların çok çabuk yıpranmalarına ve yaşlanmalarına neden olduğu aşikar.

Şehrin yoksul Kürdleri; pamuk ve kıldan yapılmış, Farsların çarıklarına benzeyen ayakkabıların içine, üzerinde işlemeleri olan şaşaalı yün çoraplar giyiyorlar. Pantolonları bahriyelilerin geniş paçalı pantolonlarını andırıyor. Bellerinde yünden dokunmuş Kaşmir desenli kuşaklar, omuzlarında ise kolsuz kısa ceketler taşıyorlar. Kürdlerin başlarındaki sarıklar ise hayli ilginç.  Sarıkların altına siyah veya beyaz olan bir takke yerleştirildikten sonra üstüne  ipek, yün ve pamuktan oluşan sarığı, bir ipin yardımı ile iyice sarıp sarmalıyorlar. Kuşaklarındaki hançer ise her zaman görünür bir şekilde taşınıyor, ki onun üstünde de genellikle sırt ve göğüslerini çarpı çeklinde kaplayan iki  mermi şeridi asılıyor. Beldeki kuşağa asılı olarak kılıç, kuşağın içinde ise tütün kesesi, sigara ağızlığı, çakmaktaşı ve hatta bazı durumlarda da içinde sadece bir atışlık barut olan üzeri işlemeli boynuz şeklinde barutluk taşıyorlar.

Şehrin zengin Kürdleri ise, Süryanilerin giyim ve kuşamlarına benzeyen tarzda  giyiniyorlar. İçe giyilen ve göğsün üst kısımlarını gösteren ve çok uzun kolları olan içlik, genellikle kırmızı veya beyaz parlak saten kumaştan. Onun üstüne ise kol ağzı gene çok uzun, ipekten ve üzeri altın yaldızlarla işlemeli kısa bir ceket giyiliyor. Pantolonlar; çizgili ipek veya satenden, paçaları oldukça geniş. Çizmeler; karanfil kırmızısı, ortaçağ tarzında tamamıyla esnek deriden. Kuşaklar; turkuaz taşlarla süslenmiş fincan kadar büyük gümüş çengelli iğnelerle tutturulmuş ve bu kuşakların içerisinde üzerleri değerli taşlarla süslenmiş hançer ve  gümüş işlemeli tabancalar ve türlü türlü diğer ışıldayan takılar. Omuzlarda ise atın üstündeyken rüzgarda dalgalanan, uçları uzun saçaklı, beyaz veya siyah taban üzerine kırmızı, mavi, ve kavuniçi çizgili ipek şallar’.

Baran Zeydanlıoğlu, 7 Eylül 2019

Kaynaklar

Shiel, ‘Notes on a Journey from Tabríz, through Kurdistán, via Ván, Bitlís, Se’ert and Erbil to Suleímániyeh, in July and August, 1836

Isabella Bird, Journeys in Persia and Kurdistan, Volume II (of 2)

Atlas historique et scientifique, Paris, 1859; = Tome IV of Voyage en Turquie et en Perse exécuté par ordre du gouvernement français pendant les années 1846, 1847 et 1848 par Xavier Hommaire de Hell, Paris, 1856-59

Bitlisname.com kaynak gösterilmeden yayınlanamaz