Kırmancki (Zazaca)’nın Tarihsel Kaynakları
- 17 Ocak 2022
- 3
Kürt dili üzerine son yıllarda artan bir hızla çalışmalar devam ederken bunun paralelinde Kürtçeyi kendi içinde ayrıştırma çabaları da sürüyor.
Bu noktada özellikle son birkaç yılda Kürtçenin lehçeleri arasındaki bazı farklılıkları abartıp Kürtleri birbirinden uzaklaştırma cereyanı dikkat çekmektedir. Bütün tarihsel ve sosyolojik veriler ortada olmasına rağmen, biraz da Alman ekolündeki bazı çevrelerin de etkisiyle ve Türkiye’de de Bingöl Üniversitesinin anlaşılmaz çabalarıyla Kırmancki (Zazaca)’yi Kürtçe genel dilden ayırma çabalarını görmekteyiz.
Oysa yüz yıllardan bu yana Arap ve Fars kaynakları başta olmak üzere tüm kaynaklarda Kirmanckî de Kurmancî, Soranî, Goranî ve Lorî gibi Kürt dilinin bir lehçesi olarak ele alınmaktadır. Bütün bu net kaynaklara rağmen kimi çevrelerin ısrarla Kürtçenin lehçeleri üzerinde bir ayrıştırmaya gitmesi, tamamen siyasi bir tavır olarak algılanabilir. Buna rağmen biz de ısrarla geçmişten günümüze Kırmancki (Zazacanın)’nin Kürdiliğini ele alan verileri paylaşmaya devam edeceğiz.
Daha önce Yüksekova Haber’de yazdığım “Kürt Dili Tartışmaları: Kirmanckî (Zazaca)” çalışmasında her ne kadar bu konuyu ele aldıysam da bu yazıda da Kürtçenin önemli şahsiyetlerinden Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ın kütüphanesinden bazı farklı kaynaklardan bilgiler size aktaracağım. Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji müdürü olan Kadri hocanın da katkılarıyla kaynakları söyle sıralayabiliriz:
1. Yakût Hamevî (1168-1229) ve “Mu’cemu’l-Buldan” Adlı Eseri
Dünyacı ünlü bu İslam coğrafyacısının birkaç ciltlik “Mucemu’l-Buldan” (Şehirler ve Kavimler Sözlüğü) adlı eserinin dördüncü cildinde Kürtlerden ve onların aşiret ve kollarından bahsederken şunları söylemektedir:
“Kürlerin kaleleri çok güçlüdür ve şu Kürt aşiretlerinin kaleleri bitişiktir:
Besnewî, Botî, Zuwaz(Zaza’nın Arapça çoğulu)”
2. Evliya Çelebi ve “Seyahatname”si
Bilindiği kadarıyla “Zaza” ismine yazılı olarak ilk kez Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde rastlanmaktadır. Bu ünlü Osmanlı seyyahı Bingöl Yaylası ve Çabakçur’a geldiğinde oralarda gördüğü Kürt aşiretlerini sayarken Zazaları açık bir şekilde “Ekrad-ı Zaza” (Zaza Kürler veya Kürt Zazalar) olarak kaydederek şunları söylemektedir: “Evvela Ekrad-ı Zaza ve İzolî ve Yezîdî ve Kîkî…”. Görüldüğü gibi Çelebi Kürt topluluklarını sayarken onun “evvela Zaza” (en başta Zaza) vurgusu dikkat çekmektedir. Kürtçenin 12 lehçesinin olduğunu söyleyen Çelebi, bunlardan birinin de Zazaca olduğunu ve Bitlis’in eğitimli kızlarının bu 12 lehçeye birden hâkim olduklarını ifade etmektedir. Dolayısıyla Zaza isminin Osmanlılar döneminde Kürtlerin bir kolu; Zazacanın da Kürtçenin bir kolu olarak kullanıldığı net bir şekilde görülmektedir.
3. Salname-i Vilayet-i Bitlis (Bitlis Vilayeti Salnamesi)
1900’lü yılların başlarında çıkan Osmanlı salnamelerinde Çapakçur ve Palu’da yaşayan Zazaların konuştukları lehçe için “Kürtçeden muharref Zazaca” (Kürtçenin değişiklik geçirmiş bir versiyonu) olarak net bir şekilde yazılmaktadır.
4. Ahmedê Xasî’nin Yazdığı Zazaca Mevlide Mevlid-i Kirdî” (Kürtçe Mevlid) demesi ve Bunun 1899 Yılında Basıldığı Diyarbakır Litografya Matbaası’nda Kürtçe Olarak Tescil Edilmesi
Xasî bu mevlidinin sonunda şöyle diyor: “Temam bi viraştişê Mewlidê Kirdî” (Kürtçe Mevlidin yazılışı tamamlandı). Bu mevlidin basılmasıyla ilgili de şöyle denilmektedir:
29/215 Encumen fî 10 Şubat 1314
Faziletli Nuri Efendi’ye: 13 Şubat 1314
Diyarbekir vilayet-i aliyesinden irsal buyurulan (gönderilen) Zaza lisanı üzerine muharrer (yazılmış) Kürdçe Mewlid-i Şerîf’in tab (basım) ve neşrinde (yayımlanmasında) be’s (sakınca) olmadı lede’l-muaye (inceleme sırasında) anlaşılmış ve tab’edilmiştir (basılmıştır)
5. Mustafa Kemal ve 21.08.1919 Tarihli Telgrafı
21.08. 1919 tarihli telgrafında Erzincan ve Sıvas arası mıntıkalardan bahseden Mustafa Kemal, Zazaların Kürt olduğunu şu cümlelerle açıkça ifade etmektedir: “Harpten evvel bile buraların sekenesi (sakinleri)kısm-ı azamı (büyük çoğunluğu)Türk ve kalîli (azı) Zaza denilen Kürdlerden ve pek azı da Ermenilerden ibaretti”.
6. Ziya Gökalp ve “Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler” Adlı Eseri
Türk Milliyetçiliğinin babası olan bu Kürt sosyolog ve edip şöyle der: Zazalara gelince: Bunlar kendilerini “Kırd” (Asıl Kürd), Kurmanclara da“Kırdas” (Kürtçük, Kürdümsü) adını verirler….Bir zamanlar Kürtleri, edebi eserlerinin tetkiki sonucunda beş grupta tasnif etmiştim. Bunlar şunlardır: Kurmanc, Zaza, Soran, Gûran, Lur.
7. Carsten Niebuhr
Bu araştırmacı 1780 yılında basılan “Voyage en Arabie…” adlı araştırmasında Erzurum ve Siverek arasında yaşayan ve nüfusları yaklaşık 20.000 civarında gösterilen Zazaları “Kürt Aşireti” olarak kaydetmektedir. Bu ünlü araştırmacının 339. sayfadaki ilgili ifadeleri şöyledir:
Zaza: 20.000 Tentes. Dans la cortrêe de la montagne
8. Cladius James Rich
Bu araştırmacı 1836 yılında yazdığı “Narrative of Residence in Kurdistan” adlı eserinin 376. sayfasında Zazalar hakkında şöyle der: “Hassan Dağı, Zagros ve Toros dağlarının bir parçası olup Palo, Muş ve bunların arasında kalan bir coğrafyada yer alır. Burada yaşayan Kürtlere Zaza adı verilmektedir. Bu lakabın anlamı ‘kekeleyerek konuşan’ demektir.
9. Humphry Sandwith
İngiltereli bu araştırmacı 1822 yılında Osmanlı-Rus savaşları sırasında sağlık birimlerinin başında olarak Kars’ta bulunmuş ve “The Siege of Kars” (Kars Kuşatması) günlüklerini 1853 yılında yayımlanmış ve çalışmalarının bir parçası olarak İngilizce-Zazaca bir sözlük hazırlamış ve Zazaları “Kürtlerin Zaza Aşireti” olarak kaydetmiştir.
10. Peter Lerch ve Friedrich Müller
Zazalar ve Zazaca hakkında ilk araştırmalara imza atan ve yaptığı araştırmalar 1857-1858 yılları arasında yayımlanan Peter İvanoviç Lerch ve bu metinler üzerinde filolojik araştırmalar yapan Friderich Müller Zazaları bir Kürt aşireti olarak, konuştukları lehçeyi de Kürtçenin bir lehçesi olarak tanıtmaktadırlar. Örneğin Müler bu çalışmalardan birinin 227. sayfasında kullandığı başlık şöyledir: III. Zaza Dialekt derKurdensprache
Bilindiği gibi Peter İvanoviç Lerch günümüze ulaşan ilk Zazaca klasik dönem nesir örneklerinden oluşan bazı tekstleri Osmanlı-Rus savaşlarında esir düşen Osmanlı ordusundaki Zaza askerlerin ağzından derlemiş, bunlardan biri olan Zaza askerimiz çok açık bir şekilde “ma piya kirdî” (biz hepimiz Kürdüz) ifadesini kullanmıştır.
11. Kronolojik Olarak 1800’lü Yıllarda Kürt Diliyle İlgili Yapılan Lehçe Tasniflerinde Zazaca Kürtçenin Bir Kolu Olarak Yer Almıştır (Alman asıllı bir iki örnek hariç):
No | Dilciler ve Dönemleri | Tasnifleri |
1 | Peter Lerx (1857) | Kurmancî-Lorî –Kelhorî-Goranî-Zazakî |
2 | Celadet Bedirxan 1945 | Kurmancî- Soranî- Zazakî |
3 | Tewfîq Wehbî 1951 | Kurmancî-Lorî-Goranî-Zazakî |
Son söz: Kaynaklar bu kadar net ortadayken Bingöl Üniversitesinin sözde akademisyenleri başta olmak üzere devletin ve çeşitli çevrelerin Kürtçeyi kendi içinde bölmeye çalışmasının amacı nedir acaba?
Not: Tiroj dergisinin Mart-Nisan sayısında yayımlanan bu yazıda Prof. Dr. Kadri Yıldırım’a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Bir itibarsızlaştırma operasyonundan sonra tekrar özgürlüğüne kavuşan Kadri hocaya geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
İbrahim Genç